Seçim Nasıl Kazanılır (ve Kaybedilir)?

Yaklaşan seçimler öncesinde, partilerin almaları gereken önemli bir karar, ellerindeki kaynakları en etkin biçimde nasıl kullanacakları.   Diyelim ki, partinizin seçim bűtçesi 50 milyon TL, ve sizin adaylarınız 85 seçim bölgesinde diğer partilerin adayları ile yarışacaklar.  Elinizdeki bűtçeyi bu 85 seçim bölgesi arasında nasıl pay edeceksiniz?  İlk akla gelen, ve mantıklı gözűken cevap, bűtçeyi her bölgeden çıkacak milletvekili sayısına oranlı şekilde dağıtmak.  Őrneğin  Bursa’dan 18 milletvekili çıkacağına göre, ve bu rakam seçilecek toplam 550 milletvekilinin yaklaşık %3’ű  olduğuna göre, Bursa’daki seçim kampanyası harcamaları için bűtçenin %3’ű ayrılmalı denebilir.

Bu yanlış bir karar olur.

Ekonomistlerin bu soruya vereceği cevap şudur:  Her seçim bölgesinde harcanacak her bir TL’sının ne kadar etkili olacağını öğrenmek, ve bűtçeyi bu hesaba göre, paranın en verimli olacağı yerlere aktarmak gerekir.

Harcanacak paraların hangi bölgelerde ne kadar etkili olacağını nasıl anlayacağız?   Bunun cevabını verebilmek için, öncelikle, her seçim bölgesinde milletvekilliklerinin oylara göre nasıl  dağıtıldığını bilmek gerekir.

Tűrkiye’de kullanılan seçim metodu, nisbi temsil d’Hondt metodudur. Bu metodun detayını bir örnekle anlatmak daha kolay. Diyelim ki, bir şehirden 7 milletvekili çıkacak.  Her parti, seçimden önce, kendi partisinin 7 milletvekili adayının sıralandığı listeyi ilan eder.

Őrnek olarak, seçime giren 5 parti olduğunu varsayalım.  Bu partilere A partisi, B partisi, C partisi, D, ve E partisi diyelim ve bu 5 partinin de ulusal seçim barajını aştığını varsayalım. Bu şehirde A partisi oylarin %33’űnű almış olsun.  B partisi %25 oy alsın.   Diğer partilerin oy oranlarının da şu şekilde olduğunu varsayalım: C partisi: %20,  D partisi: %12,  E partisi: %10.

Seçimden sonra, her partinin aldığı oy oranı, sırasıyla  1’e, 2’ye, 3’e, 4’e, 5’e, 6’ya ve 7’ye bölűnűr.  Bu bölűmlerden ortaya çıkan rakamların en bűyűk 7 tanesi hangi partiye ait ise, o partilerin listelerindeki adaylar sıra ile milletvekili olma hakkını kazanırlar.

Aşağıdaki tablo bu hesabı gösteriyor.

tablo_1

Parti isimleri birinci sűtunda belirtilmiş durumda.   Bu şehirden 7 milletvekili çıkacağı için, her partinin oy oranı sırayla 1’den 7’ye kadar bölűnűyor.   Őrneğin, A partisinin aldığı oy oranı %33.  A partisinin aldığı oyu 1’e bölersek 33,  2’ye bölersek 16.5,  3’e bölersek 11, 4’e bölersek 8.3, vs. buluyoruz.  B partisinin aldığı oy oranı %25.  Bunu 1’e bölersek 25, 2’ye bölersek 12.5,….. 7’ye bölersek 3.6 buluyoruz. Bu bölmelerin sonucunda ortaya çıkan en bűyűk rakamlar koyu siyah ile belirlenmiş durumda. En bűyűk  rakam 33, ve bu rakam A partisine ait.  Bu demektir ki, ilk milletvekili A partisinden seçilmis durumda.  İkinci bűyűk rakam 25, ve B partisine ait.  Bu demek ki, bu şehirden seçilen ikinci vekil, B partisinden.  En bűyűk űçűncű rakam 20, ve C partisine ait; yani şehrin űcűncű milletvekili C partisinden, vs.

Sonuç olarak, bu şehirden çıkacak 7 milletvekilinden űçűnűn A partisinden, ikisinin B partisinden çıktığını, C ve D partilerinin ise birer milletvekili kazandığını görűyoruz. E partisi ise milletvekili çıkaramamış durumda.

Şimdi aynı şehre bir daha bakalım.  Fakat,  B partisinin %2 oyu E  partisine kaymış olsun.  Yani, diğer partilerin oy oranları aynı kalsın, fakat sadece B partisinin oyu % 25’ten  %23’e insin ve E partisinin oyu %10’dan %12’ye çıksın.  Bu %2 lik oynama bakın ne ciddi bir sonuç değişikliği yaratacak.

Tablo_2_2

Yukardaki tablo bu yeni oy dağılımının sonucunu gösteriyor. % 2’lik oyun B Partisi’nden E Partisi’ne kayması, A partisinin milletvekili sayısını 3’ten 2’ye indirirken  E partisinin milletvekili sayısını sıfırdan bire çıkardı.  Yani, %2’lik oyun B’den E’ye kayması, A Partisi’nin milletvekili koltuğunu E partisine getirdi.  Tabloda, A partisinin kaybettiği vekillik kırmızı, E partisinin kazandığı vekillik ise yeşil renkle gösteriliyor.

Bu örnek gösteriyor ki, Tűrkiye’deki seçim sisteminin yapısı nedeniyle çok kűçűk oy kaymaları, bir ilden çıkacak bir ya da daha fazla milletvekilinin bir partiden diğerine gitmesine yol açabilmektedir.


Şimdi, 2011 seçimlerinde ortaya çıkmış olan GERÇEK örneklere bakalım.  Yerimiz kısıtlı olduğu için űç örnekle yetineceğiz: Bursa, Bolu ve İzmir-Birinci Bölge sonuçları.

2011 BURSA Seçimi:

Kayıtlı seçmen: 1,876,748; Oy kullanan: 1,678,968; Oy kullanmayan: 197,780; Milletvekili sayısı: 18

Barajı geçen partilerin oyları:

AKP: 875,380 (52.14%); CHP: 412,887 (24.59%); MHP: 238,137 (14.18%)

Partilerin kazandıkları milletvekili sayıları:

AKP: 11; CHP: 5; MHP:2

2011’deki bu seçimde, Bursa’da ortaya cıkan bu sonucun yerine eğer şöyle bir durum olsaydı:

AKP’ye oy veren 875,380 secmenden sadece 474 kisi AKP yerine MHP’ye oy vermis olsaydi, veya 2,212 kişi AKP yerine başka bir partiye (mesela CHP’ye) oy vermiş olsaydı, veya

Oy kullanmamış olan yaklaşık 198,000 kişiden sadece 604 kişi, oy kullanıp oyunu MHP’ye vermiş olsa idi:

AKP 11 degil 10 vekil kazanacaktı. MHP’nin vekil sayisi ise 2 degil, 3 olacaktı.

 Őte yandan, CHP’nin Bursa’dan bir vekil daha çıkarabilmesi için ya AKP’den yaklaşık 41,800 kişiyi, ya da başka partilerden 64,600 kişiyi kendi safhına çekmesi gerekirdi ki, bu kolay değil.

Aynı şekilde, Bursa’da AKP’nin  bir vekil daha kazanabilmesi (11 yerine 12 vekil çıkarması) zordu.  Bu iş için AKP’nin CHP’nin 34,000 seçmenini kendisine çekmesi, veya diğer partilerden 115,500 oy kazanması gerekiyordu ki, bu daha zor ve daha çok efor gerektiren bir hamle.

Bu durum şunu gösteriyor ki, CHP ve AKP Bursa’da bir milletvekili daha fazla çıkarma şansından uzaktılar. Fakat MHP, çok az bir gayretle bir milletvekili daha çıkarma şansını heba etti 2011 yılında Bursa’da.

2011 BOLU Seçimi: 

Kayıtlı seçmen: 200,401 ; Oy kullanan: 180,153; Oy kullanmayan: 20,248; Milletvekili sayısı: 3

Barajı geçen partilerin oyları:

AKP: 103,908 (57.68%); CHP: 35,504 (19.71%); MHP: 28,537 (15.84%)

Partilerin kazandıkları milletvekili sayıları:

AKP: 2; CHP: 1; MHP:0

2011 Bolu seçim sonuçları, yukarda açıkladığımız seçim forműlű çerçevesinde incelendiğinde görűlűyor ki, AKP’nin Bolu’dan bir milletvekili daha çıkarması için CHP’ye oy veren gruptan sadece 732 kişiyi, ya da diğer partilerden, veya oy kullanmayan seçmenlerden 2,900 kişiyi kendi safına çekmesi gerekiyordu.

Diğer bir deyişle, eğer AKP Bolu’da CHP’ye oy veren seçmenler içinden yalnızca 732 kişiyi ikna edebilse, Bolu’nun űçűncű milletvekili CHP yerine AKP’li  olacaktı.

2011 İZMİR 1. Bölge Seçimi:

Kayıtlı seçmen: 1,428,414; Oy kullanan: 1,248,322; Oy kullanmayan: 180,092; Milletvekili sayısı: 13

Barajı geçen partilerin oyları:

AKP: 454,390 (36.32%); CHP: 528,001 (42.38%); MHP: 134,473 (10.77%)

Partilerin kazandıklari milletvekili sayıları:

AKP: 6; CHP: 6; MHP:1

CHP eğer İzmir 1. Bölge’de AKP’ye oy verenlerden sadece 979 kisiyi (AKP secmeninin binde ikisini) kendi safına çekmiş  olsaydı, ya da başka partilerden veya oy vermeyenlerden 2,000 kişiyi sandığa çekebilseydi, bu bölgeden 6 yerine 7 milletvekili çıkaracaktı.

Sonuç olarak, kısaca ozetlemek gerekirse, Tűrkiye’de her partinin bir şehirden kaç milletvekili çıkaracağını belirlemek için kullanılan modelin yapısı nedeniyle, verilen oyların partiler arasında çok az miktarda oynaması bile, milletvekilli dağılımlarını  etkiliyor.

Bu durumda akıllı parti yoneticileri ne yapar?  Yukarda da belirttiğim űzere, mali kaynaklar, en etkili olacak yerlerde kullanılmalı.

Bu da şu demektir:  2011 Bursa, Bolu ve İzmir-Birinci Bölge seçimleri için yapılan yukardaki analizin benzerini, şu an itibariyle her seçim bölgesi için yapmak gerekir.

Milletvekili dağılımını belirleyen (ve yukarıda açıklanan) forműl belli olduğuna göre, ve Tűrkiye’de bilimsel yöntemlerle kamu araştırmaları yapan, ve şehir bazında seçmenlerin tercihlerini başarıyla tahmin eden kuruluşlar bulunduğuna göre, çok az oy farkıyla  kazanılıp-kaybedilecek milletvekilliklerinin nerelerde olduğunu ortaya çıkarmak kolay.

Bu bilgi ortaya çıktıktan sonra da, kaynakları bu belirlenen şehirlere ve bölgelere aktarmak gerek.

Duha Altındağ ile yaptığımız bir çalışma gösteriyor ki, bu yılki seçimde Meclis’e girecek olan 550 milletvekilinin yaklaşık 40’ı bu şekilde, birkaç yűz oyun, en fazla birkaç bin oyun kayması nedeniyle belirlenecek.

40 milletvekilliğinin  bu şekilde kazanılıp-kaybedilmesinin sonucu ise, tek başına iktidar olmak ya da olamamak, veya, muhalefette kalmak ya da iktidar ortağı olmak anlamına gelebilir. 

Parti yoneticileri bu tip bilimsel yöntemleri kullanıyorlar mı? Seçimde belli olacak!

 

 

 

 

 

 

 

Seçim Nasıl Kazanılır (ve Kaybedilir)?” üzerine 20 yorum

  1. Mükemmel bir zamanlama ve çok faydalı bir bilgi aktarımı.
    Sağlanabilecek fayda adına örnek olarak,bireysel olarak oy vermemeye kesin kararlıydım; bir kez daha düşüneceğim.
    Teşekkürler.

  2. Kesinlikle aydınlatıcı bir bilgi olmalı ( çünkü okumadım ).

    Ancak şundan eminim ki; Ne Chp-Mhp’nin seçimleri kazanıp ülkeyi yönetmeye isteği var, ne de AKP’nin seçimi kaybetmeye niyeti var.

    şuna da inanıyorum ki; AKP seçimi kazanmak için gereken tüm alt yapısını kurmuştur.

    Tüm varlıklar doğar büyür ve ölürler.
    Her çağın da yükseliş e düşüş dönemi vardır.

    Bu, hayatın düzeni için gereklidir.

  3. Guzel calisma. Secimin nasil calistigi guzel ozetlenmis, orneklenmis. Tek takildigim ufak nokta, ilk ornekte “%2 lik bir oynama” sanki B partisinin %2sinden bahsediliyormus gibi algilaniyor. Aslinda %25 ‘i %23’e cekmek, B partisinin desteginde %8 lik bir oynama anlamina geliyor. Ama gercek orneklerde goruluyor secimin yapisindan oturu kimi bolgelerde bundan daha ufak oynamalar ciddi degisimlere sebep olabiliyor.

  4. Yillardir oy veren biri olarak ilk kez secim sisteminin en temel matematigi hakkindaki bu temel bilgiyi ogreniyorum. Cok tesekkurler emeginiz icin. Ben HDP ye oy verecem ve ozellikle bizim icin bir cok yerde cok kucuk oy oranlarinin bile ne kadar onemli oldugunu simdi daha iyi anliyorum.

  5. Cok tesekkurler faydali bilgiler icin. Rakamlar bazen cok daha fazla sey soyluyor, okumasini bilene:)

  6. Emeğe saygısızlık yapmaktan çekinerek soruyorum..
    İşin özü Hdp barajı aşsadsa ,Ak parti tek başına iktidar olmasa diyorsun..
    Bu seçimin 1,2,3,4 partileri belli ama oranları belli değil…
    O parti yöneticileri senin tezlerini yorumlasinlar tamam da biraz neden
    1. olamayacaklarina baksalar.
    Bence bu millet bir daha asla Chp yi tek başına iktidar yapmayacak..
    Bu partilerin hepsi bir ideoloji satıyor,hatta akp dışındakiler daha net satıyor…Bir gün bambaşka bir oluşum, tarihe ve değerlerine sahip çıkıp, yeniden yükseliş hedeflerini açıklayıp, akedemisyenlerden oluşan bir parti kurulur ise iktidarı devralır.

  7. Köroğlu: Silah icat oldu mertlik bozuldu!
    Derken
    Güçlü olan sistemi silah gibi kullanıyor kazanıyor yine, yani!

  8. Siyasetle “amatör” olarak ilgilenenler bu durumun farkında olmasalar da, yerel gazeteciler, parti teşkilatlarında çalışanlar ve özellikle de milletvekili adayları fena halde farkındadır. Özellikle Ak Parti’nin ilçenin de ötesine geçerek mahalle ve hatta sandık bazında teşkilatlandığını ve önceki seçim sonuçlarını mikro ölçekte analiz ederek oyunu arttırmak için gayret gösterdiğini görüyoruz.

    Bu konunun önümüzdeki seçimlerde şöyle bir etkisi daha olacak. HDP’nin seçime parti olarak girecek olması ve HDP’ye gidecek oyların önemli ölçüde CHP’den gelecek olması nedeniyle, HDP milletvekili çıkarmadığı seçim çevrelerinde bile CHP’nin milletvekili kaybetmesine yol açabilir. Hatay buna çarpıcı bir örnek. 2011’de Hatay’da BDP aday göstermemişti ve milletvekillikleri Ak Parti, CHP ve MHP arasında 5-4-1 olarak dağılmıştı. Cumhurbaşkanı seçiminde Demirtaş %3,5 oy aldı. ORC Araştırma’nın Ocak ayında yaptığı bir ankette ise HDP’nin oyu %7 olarak görünüyor ve bu oylar esas olarak CHP’den kaymış görünüyor. %7lik oy HDP’ye bir milletvekili çıkarmaya yetmiyor ama bu oylar CHP’ye bir milletvekili kaybettirmeye yetiyor. Bu konuda blogumda bir yazı yazmıştım:
    http://iradeimilliye.blogspot.com.tr/2015/03/hdpnin-baraj-gecse-de-gecmese-de-secim.html

  9. Bilgilerin bilimsel ve objektif olması bizim pek alışık olmadığımız durum. Umuyorum bu çalışmalar artsın. Bilgi üzerine kurulu sistemler başarının gerek koşullarındandır.

  10. Cok aciklayici bir yazi, ancak genel kabul olarak partilerin eforlarini rasyonel olarak harcayamadiklari uzerine kurulu. Yani a partisi su kadar secmeni ikna edebilseydi, b partisi bunu sandiga getirebilseydi gibi. Oysa tum partiler rasyonel davranmis, eforlarini sonuna kadar akillica harcamis ve bu sonuclar cikmis (denge durumu) kabulu yapilsa belki daha farkli bir analiz gerekebilirdi. Ayrica zaman zaman partiler rakibinin maliyetini arttirmak icin de belirli bolgelerde stratejik davranip fazla kaynak aktarabilirler, bu sanki oyun teorisinden uzak bir bakis gibi geldi bana. Yine de secim sistemi ve kaynak kullanimi optimizasyonunu guzel aciklayan bir yazi, tesekkurler.

  11. Bu tip değerli bilgiler her mecrada daha çok paylaşılarak tüm seçmenlerin sandığa gitmesinin ne denli önemli olduğunun farkına varmalarını da sağlayacaktır…

  12. Bu yazıda benim için hiçbir yeni bilgi yok. Ama bilmeyenler için güzel anlaşılır bir yazı olmuş.
    Bu son vekilliği kimin kapacağı ile ilgili 2011 seçimlerinde İşçi Partisi İzmir’de ikinci bölgede Doğu Perinçek i bağımsız göstererek denedi ama başarılı olamadı.

Murat Ayangil için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>